İzmir Çıkışlı Büyük Portekiz - İspanya Ve Endülüs Turu

Sabah saat 04:20’de İzmir Adnan Menderes Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde buluşup gerekli check-in ve bagaj işlemlerimizi tamamladıktan sonra, saat 07:20 Sun Express Hava Yolları’na ait XQ 894 sefer sayılı aktarmasız(direkt) uçuşumuz ardından  yerel saat ile  10:00’da Barselona Uluslararası Hava Limanı’na varıyoruz. Varışımızın ardından Ter Onyar, Galligants ve Güell nehirlerinin kesiştiği noktada kurulmuş olan tarihi Girona şehrine doğru hareket ediyoruz. Hristiyanlık, Müslümanlık ve Museviliğin yüzyıllarca bir arada yaşadığı ve inanılmaz güzellikte eserler bıraktıkları bu güzel şehre varışımızın ardından turumuza başlıyoruz. Orta Çağ’dan kalma mimari yapılarıyla; Eski Şehir Merkezi, Büyük Katedral ve Yahudi Mahallesi görülecek yerlerden bazılarıdır. Turumuz sonrasında, dünyanın en ünlü ressamlarından biri olan Salvador Dali’nin doğduğu, Figueras Kasabası’na doğru hareket ediyoruz. Varışımızın ardından Figueras’ı geziyor, Salvador Dali Müzesi’ne giriş yaparak (fiyata dahil) rehberimizin anlatımlarıyla birbirinden ilginç Dali eserlerini gördükten ve sevdikleriyle zaman geçirdikten sonra Figueras Merkezi’nde vereceğimiz serbest zamanın ardından 2 gece konaklayacağımız Barselona’daki otelimize yerleşiyoruz.

Otelimizde kahvaltımızı yaptıktan sonra, birçok mimari yapısı ve tarihi değerleri UNESCO tarafından Dünya Mirası Sit Alanı olarak ilan edilmiş, dünyaca ünlü sanatçıların müzelerine ev sahipliği yapan, Gaudi’ nin şehri, Barselona’yı gezmek üzere yola çıkıyoruz. İnşasına 1882 yılında başlanan ve hala tamamlanmamış olmasıyla ‘‘Bitmeyen Katedral’’ olarak anılan Sagrada Familia’yı gördükten sonra, Gaudi’nin  diğer ünlü eserlerinden; Casa Mila & Casa Batllo, Amatller, Lleo Evleri, Katalonya Meydanı, 100 bin kişilik kapasitesi ile Avrupa’nın en büyük Dünya’nın 5. büyük futbol stadyumu ve aynı zamanda Barselona futbol takımının stadyumu olan Camp Nou Stadyumu (panoramik olarak), Marido de Colom (Kristof Kolomb Anıtı),  kafeleri, restoranları, alışveriş dükkanları ile Barselona’nın 24 saat yaşayan caddesi La Rambla görülecek yerler arasında yer alıyor. Ardından rehberimizin yönlendirmeleriyle Barcelona’nın en otantik bölgelerinden biri olan El Born/Gotik Mahalleleri’ni geziyoruz. Gotik Mahalle Barselona’nın mimari açıdan zengin ve orijinalliğini korumuş en eski semtidir. Tarihi atmosferinde ve Labirent sokaklarında dolaşırken, görkemli Barcelona Katedrali’ni görecek ve büyüleyici mimarisine hayran kalacaksınız. Ardından, Avrupa’nın en büyük Barcelona Limanı’nın marinasında oturarak manzaraya karşı kahve içebilir, marina içinde bulunan mağazalarda alışveriş yapabilirsiniz. Turumuz sonrasında vereceğimiz serbest zamanın ardından Barselona’daki otelimize yerleşiyoruz.

Otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından, Barcelona’dan ayrılıyor; doğusunda Akdeniz’in Costa del Azahar Sahilleri yer alan “Cominitat Valenciana” özerk bölgesinin başkenti olan, Madrid ve Barcelona’dan sonra ülkenin üçüncü büyük şehri olan, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri olan Valencia’ya varıyoruz. Şehir turumuzda 14.-15. Yüzyıl’da yapılmış şehrin en etkileyici katedrali olan; El Micalet Katedrali, Arap–İslam mimarisi tarzında inşa edilmiş Boğa güreşlerinin yapıldığı Arena (Plaza de Toros de Valencia), Dela Virgen, olarak bilinen şehrin antik yapılarından Serranos kapıları (Torres De Serranos) ve Çan Kulesi, şehrin en ünlü meydanı Mercado Central ve Bilim Şehri Kompleksi (dışarıdan) görülecek yerlerden bazılarıdır. Turumuzun ardından vereceğimiz serbest zaman sonrası otelimize hareket ediyoruz. Bu geceki konaklamamız Valencia’daki otelimizde.

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltısının ardından Valencia’dan ayrılarak Endülüs eserleriyle ve tarihi geçmişiyle zengin, Endülüs’ün incisi Granada Şehri’ne hareket ediyoruz. Varışımız sonrası ilk durağımız İslam mimarisinin en güzel örneklerinden bir tanesi olan, muhteşem bahçeleri ve inanılmaz güzellikteki süslemeleri ile ELHAMRA SARAYI. Sarayın dıştan anlatımı sonrası rehberimiz ve saray rehberinin anlatımları eşliğinde El Hamra Sarayı’nın içinin, bahçelerinin ve avlusunun da gezdirileceği Saray gezimize başlıyoruz (fiyata dahil). Yaklaşık 2 saatlik göz kamaştırıcı yapısını gezeceğimiz programımızı gerçekleştiriyor, buradaki anlatımların ardından, Granada eski şehir merkezine geçerek Granada Katedrali’ni ve 15.yy da şehri fetheden kraliçenin adını taşıyan Isabel de Catholica meydanını görebileceğimiz turumuza devam ediyoruz. Turumuz sonrasında vereceğimiz serbest zamanda dileyen misafirlerimiz Granada’nın otantik çarşılarında alışveriş yapabilirler. Tekrar buluşmamızın ardından otelimize hareket ediyoruz. Dileyen misafirlerimizle Granada’nın Çingene mahallesi Sacromonte bölgesinde geleneksel kayalara oyulmuş mağara evlerde çingeneler tarafından düzenlenen, Flamenko’nun Endülüs tarzı dans türü olan Zambra danslarını izleyeceğimiz ve geleneksel müziklerini dinleyeceğimiz rüya gibi bir gece programına dahil olabilirler. (Ekstra 55 €) İsteğe bağlı, alkollü veya alkolsüz 1 içecek dahil) programda mükemmel manzarası ile San Nikolas Tepesi, eski Arap mahallesi olan Albaicin mahallesi görülecek yerler arasında. Gece sonrası otele transfer ve konaklama Granada’daki otelimizde.

**El Hamra Sarayı için; Biletler isme kesildiği ve sınırlaması olduğundan yüksek sezonda geç kayıtlarda harem biletinin tedarik edilemediği durumlar oluşabilmektedir.

Otelimizde alacağımız sabah kahvaltısının ardından, günümüzde Kastilya-La Mancha Özerk Bölgesi’nin ve İspanya’nın bilinen ilk başkenti Toledo şehrine hareket ediyoruz. Tarihinde Romalılar, Vizigotlar ve Endülüs Arapları’nın hâkimiyetinde kalmış ve bundan dolayı “Üç Kültürün Şehri” olarak anılan, mimari yapısının 21. Yüzyıl’a kadar korunarak ulaşmış olmasıyla şehrin tamamı UNESCO Dünya Mirası listesine alınan, üç tarafı Tajo Nehri ile çevrili Orta Çağ kenti Toledo’ya varıyoruz. Buradaki gezimizde, 1277 yılında gotik mimariyle inşa edilmiş, yapımı 1493 yılında tamamlanmış Hıristiyan dünyasının en büyük katedrallerinden biri olan Toledo Katedrali, günümüzde Toledo’nun en önemli sembollerinden biridir. Burada vereceğimiz serbest zamanın ardından İspanya’nın başkenti Madrid’e geçiyoruz. Günümüzde 3,5 milyon nüfusu ile Londra ve Berlin’den sonra Avrupa Birliği’nin 3.büyük şehri olan, tarihi anıtlarıyla, tiyatrolarıyla, müzeleriyle tarihi dokusunu modern mimarisiyle harika bir biçimde birleştirmiş Madrid şehir turumuza başlıyoruz. Kraliyet Ailesi’nin resmi ikametgâhı Kraliyet Sarayı, tarihi yapılarıyla Avrupa’nın ve İspanya’nın en önemli meydanları Plaza Mayor, Puerta Del Sol ve Plaza de Cibeles, Neptunos Alanları, Alcalas Girişi, Retrio Parkı, Atocha Tren Garı, Gran Via ve Madrid Futbol takımının 82.000 kişilik ünlü Futbol Stadyumu Santiago Bernabeu göreceğimiz yerler arasında. Gezimizin bitiminde konaklayacağımız otelimize yerleşiyoruz. Konaklamamız Madrid’deki otelimizde.

Madrid’deki otelimizde kahvaltımızı aldıktan sonra İspanya'nın Kastilya ve Leon bölgesinde yer alan, tarihi ve dini önemiyle öne çıkan küçük ama etkileyici şehri Ávila’ya doğru yola çıkıyoruz. 1985 yılında Şehir merkezi ve surları UNESCO tarafından koruma altına alınan şehre varışımızın ardından, 11. yüzyıldan kalma 2.5 km uzunluğundaki ve 9 kapı, 88 kule ile çevrili Avrupa’daki en iyi korunmuş orta çağ şehir surlarını, Katolik mistik azize ve yazar Teresa de Ávila'nın doğum yeri olması sebebiyle kendisine adanmış manastır ve Avila Katedrali’ni görerek şehir merkezinde molamızı veriyoruz. Rehberimizin anlatımları ve yönlendirmeleriyle molamızın ardından buluşarak Tormes Nehri kıyısında kurulu, tarihi yapısıyla gezginlerimizin ilgisini çeken yapısıyla Salamanca’ya gidiyoruz. Antik Roma zamanından günümüze bölgenin eğitim merkezi olarak kabul gören Salamanca aynı zamanda Avrupa’nın en prestijli üniversitesine sahiptir. Gotik ve Barok mimarinin hâkim olduğu Katedralleri ve İspanya’nın en güzel meydanlarından biri olan Plaza Mayor, dış cephesi deniz kabuklarıyla kaplı ünlü Casa de las Conchas (Deniz Kabukları Evi) ve tarihi Roma Köprüsü’nü görerek rehberimizin yönlendirme ve anlatımlarından sonra serbest zaman veriyoruz. Konaklama Salamanca’daki otelimizde.

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından uzun ama bir o kadar da keyifli bir yolculukla, Ciduad Rodrigo ve Vilar Formoso hattını takip ederek Portekiz sınırına geçiyor, Atlantik Okyanus’una yakın bir bölgede konuşlanmış ve şehri, renkli, zarif desenlerle süslenmiş Moliceiros olarak adlandırdıkları teknelerle (Gondol) gezeceğimiz programımıza başlamadan önce, 15 Yüzyılda inşa edilmiş, iç ve dış mimarisiyle dikkatleri çeken Aveiro Katedrali, Tarihi Tren Garı ve Art Nouveau Binaları’nın bulunduğu Rossio Meydanı’nı görüyoruz. Devamında Gondol turumuzu tamamlayarak, (fiyata dahil) bu romantik şehre veda ederek Douro Nehri Kıyısı’nda kurulu ve Portekiz’in ikinci büyük şehri Porto’ya gidiyoruz. Renkli evleri tarihi sokakları ve canlı atmosferi ile ziyaretçilerini kendilerine hayran bıraktıran kenti gezmeye başlıyoruz. 1996 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınan bu kenti tüm güzellikleriyle keşfe başlıyoruz. Şehrin Panoramik manzarasını izleme imkanına sahip olabileceğiniz Porto Katedrali (Se do Porto), iç duvarları Portekiz tarihini tasvir eden 20.000’den fazla mavi beyaz seramik karı ile süslü sanatsal bir şölen sunan Sao Bento Tren İstasyonu, 76 metre yüksekliğiyle Porto’nun en ünlü simgelerinden biri Clerigos Kulesi, Harry Potter hayranları  için de özel bir anlam taşıyan, sarmal merdivenleri ve ahşap detaylarıyla Livraria Lello (Kitabevi) ve Palacio de Bolsa (Bolsa Sarayı)  görülecek yerler arasındadır. Dom Luis I Köprüsü’nün bulunduğu ve Gustave Eiffel’in öğrencisi tarafından tasarlanan bu köprü sayesinde iki yakanın birleştiği ve yaya olarak da karşı tarafa geçebileceğiniz, eşsiz manzaraların fotoğraflarını çekebileceğiniz ve gezimizin bitiminde Riberia bölgesindeki restoranlarda serbestçe zaman geçirebileceğiniz ünlü Porto Şaraplarının tadına bakabileceğiniz güzel bir akşamın ardından Porto’daki otelimize yerleşiyoruz.  

Porto’yu keşfimizin sabahında otelimizde kahvaltımızı yapıyor ve odalarımızı boşaltarak bir başka güzel güne başlıyoruz. Dünyanın üç çoban çocuğun Meryem Ana’yı gördüklerini iddia ettikleri gerekçeyle Hristiyanların hacı olmak üzere ziyaret ettikleri ünlü Fatima’ya gidiyoruz.  12. Yüz yıl’da bölgede yaşayan Mağribîlerin şehirlerine yapılan akınlar sırasında, genç bir şövalye olan Don Gonçalo Hermigues, Müslüman bir prensin Fatima isimli kızını kaçırır ve Fatima zamanla şövalyeye âşık olur. Evlenmeden önce Hristiyan olmayı kabul eden Fatima’nın vaftiz ismi Ourem olur. Şövalye onun ismini verir şehre. Kısa bir zamandan sonra Ourem hastalanarak hayata gözlerini yumar ve çok üzülen eşi kendisini dine adayarak yeni bir manastır kurarak yerleşim yerine de Fatima adını verir. Biz de rehberimizin bilgilendirmeleri eşliğinde Santuario de Fatima (Fatima Kutsal Alan), Meryem ana Bazilikası’nı ve Kutsal Üçlü Bazilika ile Azizler Şapeli’ni gördükten sonra dev dalgalarıyla ünlü, dünya çapında sörfçüler tarafından bilinen ve bazen 30 metreye kadar çıkabilen dev dalgalarıyla Nazare kıyılarını panoramik olarak görüyor, tarihi Roma zamanına kadar uzanan, surlarla çevrili, tipik beyaz boyalı evleri, renkli çiçeklerle süslü balkonları ve taşlı yollarıyla ünlü Obidos Kasabası’na gidiyoruz. Aynı zamanda “Çikolata Köyü” olarak da anılan bu güzel tarihi yeri geziyor, Orta çağ atmosferinde keyif dolu bir zaman geçiriyoruz. Serbestçe geçirdiğimiz zamanın bitiminde rehberimizle buluşarak, Portekiz’in başkenti Lizbona’a doğru yolumuza devam ediyoruz. Akşamüzeri başkente varışımızın ardından Lizbon’un en tanınmış simgelerinden biri ve kentin Altın Çağı olan Keşifler Dönemi’ni temsil eden, 16. Yüzyılda inşa edilmiş, Tagus Kıyısı’nda yer alan ünlü Belem Kulesi’ni görmek üzere gidiyoruz. Buradaki anlatımlardan sonra şehir merkezinde vereceğimiz serbest zamanın ardından otelimize yerleşiyoruz. 

Oteldeki kahvaltımızın ardından, tüm güzellikleriyle keşfini tamamlayarak akşam saatlerinde ülkemize döneceğimiz bu kentte gezimizi yapmak ve Lizbon’un kendisine hayran bıraktıracak yanlarını keşfetmek üzere odalarımızı boşaltarak gezimize başlıyoruz. Atlantik Okyanusu kıyısında konumlanmış, doğal güzellikleri ve tarihi yapılarıyla gözde sahil kasabalarından biri olan Cascais’e gidiyoruz. Kasabanın tarihi yansıması olan Cascais Kalesi, Yat Limanı ve dalgaların kayalara çarpmasıyla etkileyici bir manzara sunan, doğal bir kaya oluşumu olan Boca de Inferno (Cehennem Ağzı) görerek başlayacak gezimizin devamında dar taş sokakları, geleneksel Portekiz mimarisiyle bezeli evleri, butik mağazaları ve kafelerinin bulunduğu kasabanın tarihi merkezinde vereceğimiz molanın sonunda araçlarımızdaki yerlerimizi alarak, peri masallarını andıran atmosferi ve rengarenk büyüleyici Saraylarıyla ünlü Sintra’ya gidiyoruz. Özellikle tarih tutkunları için mutlaka görülmesi gereken yerler arasında liste başı olarak yer alan kasaba, UNESCO dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Sintra’nın ve Portekiz’in en iyi korunmuş orta çağ saraylarından biri olan ve Sintra’nın tarihi merkezinde, kasabanın kalbinde yer alan Sintra Ulusal Sarayı (Palácio Nacional de Sintra)’nı geziyoruz. Dış cephesi ve simgesel ikiz konik bacaları ile tanınan, saray, asırlardır kraliyet ailesinin yazlık ve av köşkü olarak kullanılmış, bugünse ziyaretçilerini hem zarif salonları hem de renkli seramikleriyle büyülemeye devam etmektedir. Buradaki gezimizi tamamladıktan sonra Sintra tarihi merkezinde serbest zaman alıyor ve Lizbon merkeze dönüyoruz. İstanbul gibi Yedi tepe üzerine kurulmuş şehir, tarihi tramvayları, sarı tonlardaki binaları, çini kaplı cepheleri (azulejos) ve dar sokaklarıyla ünlü başkentteki ilk durağımız, Avrupa’nın en uzun köprüsü namına sahip Vasco da Gama Köprüsü ve Kulesi olacaktır. Tagus Nehrinin görkemini, eşsiz manzaraları bu noktadan çekeceğimiz harika fotoğrafların ardından yönümüzü Kaşifler Anıtı’nın olduğu yöne çeviriyor ve yürüyüş turumuza başlayacağımız bu noktadan rehberimizin anlatımları eşliğinde denizcilik üzerine anlatımlarını dinleyerek, İmparatorluk Meydanı Bahçeleri’nin (Jardim da Praça do Imperio) içerisinden geçerek, Heronimos Manastırı’nı (Jeronimos) görüyoruz. Bu keyifli gezinin arasına Portekiz’in ünlü Pasteis de Belem Pastahanesi’nde, bölgenin özel tatlarından olan pasteis (Belem Turtası) tadımı için bir mola veriyoruz. Tatlı molamızın bitiminde aracımızla Rua Agusta Kemeri’nin (Takı) bulunduğu Praça do Comercio Bölgesi’ne gidiyor ve yürüyüş turumuza kentin bu tarihi bölgesinden devam ediyoruz. Sırasıyla; 1147 yılında inşası gerçekleştirilen ve büyük depremler atlatarak günümüze kadar, çeşitli mimari akımların harmanı halinde gelen Lizbon Katedrali’ni, tarihi taş sokakların içerisinde ilerleyerek St.George Kalesi ve bir çok tarihi yapının bulunduğu Restauradores Meydanı’ndan geçerek, Lizbon’un en ünlü caddelerinden Avenida de Liberdade’de serbest zaman veriyoruz. Hatıralık hediyelik eşyalar almak, ünlü markaların bulunduğu mağazaları gezmek veya kafelerinde vakit geçirmek isteyenler doyasıya bir zaman geçirebilirler. Rehberimizle yeniden buluşmamızın ardından aracımızdaki yerlerimizi alarak hava limanına transfer oluyoruz. Bizleri saat 22:45’da Adnan Menderes Hava Limanı’na götürecek olan PC 1562 Sefer sayılı Pegasus Hava Yolları’na ait uçağında yerlerimizi almak üzere pasaport ve gümrük işlemlerimizi tamamlayarak dönüşe geçiyoruz. Varışımızın ardından bir başka seyahat programında buluşmak üzere veda ediyoruz.