Konya Şeb-i Arus Ve Kapadokya Turu

Siz değerli misafirlerimizle  Anadolu Selçuklu Devleti’nin Başkenti ve tarihin en büyük Aşk şehri Konya’ya ulaşıyoruz. Gezimize’ Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kâfir ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,  yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...’ dizeleriyle bizleri çağıran, Şems-i Tebrizi ile yakmış oldukları ateş ile asırlar boyunca insanların yüreğini ısıtan Hz Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin türbesi ile başlıyoruz. Kubbe-i Hadra (Yeşil Kubbe), Matbah-ı Şerif,Sabır Taşları, Mesnevi’nin ilk sayfası ve Şeb-i Arus Havuzu bugün müzeye dönüştürülmüş olan Mevlâna Celaleddin-i Rumi’nin Türbesi içerisinde göreceğimiz eserler olacaktır. Yol boyunca rehberlerimiz tarafından yapılacak anlatımlarla beraber çok daha anlamlı hale gelecek bu ziyaretimiz sırasında yer yer duygulanacak, yer yer hüzünlenecek ama sonunda fazlasıyla huzur bulacağımız bir ‘’Aşk’’ a yolculuk yapmış olacağız. Hz. Mevlana’nın Türbesini gezdikten sonra Mevlana’nın gidişinin ardından uğruna ‘’ Hamuş yani Öldüm ‘’ dediği Şems-i Tebrizi’nin türbesini ziyaret etmeye gidiyoruz. Şems-i Tebrizi’nin öldürülerek içine atıldığı kuyunun üzerine inşa edilmiş Şems-i Tebrizi camiinin içerisinde bulunan türbeyi ziyaret ediyoruz. Gezimiz; izleyen herkesin mutlak hayran olduğu Mevlevi Sema Töreninin yapılacağı Kültür Merkezine geçiyoruz. Her bir hareketin, her kıyafetin anlam taşıdığı ve dört bölümden oluşan Sema Töreni sırasında içimizi sonsuz bir huzur kaplayacak. Öğle yemeği molamız sonrasında; Ney sesi ve semazenlerin Aşk İle Raksı esnasında kendimizi başka bir dünyada hissedeceğiz. Bu büyülü atmosferin ardından rehberimizin Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapmış olan Konya’daki Selçuklu eserlerinin en güzel örnekleri ile başlıyoruz. Emir Celaleddin Karatay tarafından yaptırılan ve Celaleddin Karatay’ın türbesinin de bulunduğu medrese günümüzde Çini Eserleri Müzesi olarak ziyaret edilebiliyor. Ziyaretimiz sırasında Karatay Medresesinin içerisinde sergilenen Selçuklu çinileri ve Taç kapısındaki Rumi Sanat etkilerini görme fırsatı bulacağımız gibi özellikle Turkuaz ve Mavi çinilerle bezeli kubbesi gören herkesi büyüleyecektir. Karatay Medresesi gezimizi tamamladıktan sonra çok yakın mesafede bulunan bir başka Selçuklu şaheseri olan İnce Minareli Medreseye geçiyoruz. Taç kapısındaki taş işçiliğinin inanılmaz detaylara ulaştığı ve taşların nakış gibi işlendiği İnce Minareli Medrese günümüzde Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak ziyaret ediliyor. İçerisinde Selçuklu kartal kabartmaları, ahşap oymacılık sanatları olan kakma ve kündekari teknikleri ile yapılmış inanılmaz detaylardan oluşan kapı ve pencere kanatları, Fars-Arap-Bizans-Türk etkilerinin bir arada bulunduğu kültürel izleri görebileceğimiz medrese ziyaretimiz sonrasında dünyanın en büyük kavşağı olarak kabul edilen Alaaddin Tepesi etrafında panoramik bir tur gerçekleştiriyoruz. Panoramik turumuz sonrasında Mevlevi koleksiyonlarının sergilendiği bir noktada Elif, Vav, Hiçlik gibi özel sembollerin tanıtılacağı bir noktada alışveriş yapma imkânı buluyoruz. Rehberimizin belirtmiş olduğu noktada buluşarak Kapadokya bölgesinde bulunan otelimize hareket ediyoruz. Konaklama ve akşam yemeği otelimizde.

Dileyenler sabah erken saatlerde uyanarak Muhteşem Balon Uçuşu, Atv turu, At safari programına katılabilirler. (Ekstra ücretli olup, misafirler tarafından ayrıca ücret ödenir.)

Rehberimiz sizleri balon, atv turu, at safari turları için bilgilendirecektir.


Sabah kahvaltımızı aldıktan sonra otelimizden ayrılıyoruz. Onyx ve diğer değerli taşların hem yapımının hem de tanıtımının gerçekleşeceği Onyx Atölyesi gezimizle günümüze başlıyoruz. Daha sonra Ürgüp’ün içinden geçerek yine Ürgüp’te bulunan şarap fabrikasına gidiyoruz. Doğal kayanın içine oyulmuş kavlarda bekletilerek yapılan şaraplar hakkında bilgi alabileceğimiz bu gezimizde aynı zamanda alışverişte yapabilirsiniz. Öğle yemeğimizin sonrasında kayaların oyulması ile elde edilmiş eski yerleşim birimlerinin yer aldığı Çavuşin Ören Yeri’ni görüyoruz. Ardından kısa bir yolculukla ulaşacağımız meşhur Üçgüzeller Peribacaları'na gidiyoruz. Kapadokya ile ilgili hemen hemen tüm görsellerde karşımıza çıkan Üçgüzeller Peribacaları’nın görüntüsü sizleri büyüleyecek. Fotoğraf molamızdan sonra Kapadokya bölgesinin en yüksek noktası olan ve zamanında savunma amaçlı bir kale olarak kullanılan Uçhisar Kalesi’nin olduğu Uçhisar bölgesine gidiyoruz. Burada ki gezimizde vadi örneklerinin en güzel örneklerini göreceğiz. Aynı zamanda kayaların içine oyularak yapılmış ve tarih boyunca gübre ihtiyacı için kullanılmış Güvercinlikleri de görme şansımız olacak. Yine burada bölgeye özgü kabak çekirdeği ve diğer yöresel doğal ürünlerin satıldığı bir tesise uğruyoruz. Hem tadım hem alış-veriş yapabilirsiniz. Sonrasında Hacıbektaş ilçesine geçiyor ve Bektaşi tarikatının piri Hacı Bektaş Veli'nin makamını ziyaret ediyoruz. Hacı Bektaş Veli'nin harcını kardığı Alevi-Bektaşi anlayışı, Anadolu’nun yanı sıra Balkanlar, Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Bosna, Kosova, Makedonya, Macaristan'ın Budapeşte şehrinden Azerbaycan'a kadar birçok yerde kabul görmüş ve benimsenmiştir. Burada ki ziyaretimizde müze olarak hizmet veren Aşevi, Meydanevi, Türbe bölümlerini gördükten sonra aracımızla yolculuğumuza başlıyoruz. Akşam geç saatlerde bir başka Jolly Tur organizasyonunda buluşmak üzere sizleri aldığımız noktalarda bırakarak vedalaşıyoruz.

Bir başka acente organizasyonunda buluşmak üzere sizleri aldığımız noktalarda bırakarak vedalaşıyoruz.