Sömestr Özel Golden Pass Treni İle Alpler’de Tren Keyfi İsviçre - Alsace - Colmar Turu

Sabah saat 09:00’da İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda rehberimizle buluşarak gezi programımıza başlıyoruz. Pasaport kontrolü ve bagaj teslim işlemlerinin ardından, Sun Express Havayolları’nın XQ 912 sefer sayılı uçuşu ile saat 12:10’te aktarmasız olarak İsviçre’nin Basel şehrine hareket ediyoruz. Yaklaşık 3 saatlik keyifli bir uçuşun ardından, yerel saatle 13:25’te Basel Havalimanı’na varıyoruz. Bagaj işlemlerimizi tamamladıktan sonra bizleri bekleyen aracımıza geçiyoruz. Ardından, İsviçre’nin kültür başkenti olan Basel şehrinin merkezine varıyoruz. Burada gerçekleştireceğimiz şehir turumuzda; Marktplatz (Ana Meydan), 15. yüzyıldan kalma Spalento (Şehir Kapısı), Basel Münster (Katedral), parlak kırmızı rengiyle kolayca fark edilen Basel Rathaus (Belediye Binası) göreceğiz. Ren Nehri üzerinden, Basel’in büyüleyici manzarasını izleyebileceğimiz noktada vereceğimiz serbest zamanın ardından rehberimizle yeniden buluşuyor ve Omega, Swatch, Rolex gibi dünyaca ünlü İsviçre saat markalarının üretim merkezi olan Biel şehrine  haraket ediyoruz. Arnavut kaldırımlı sokaklar, renkli evler, barok çeşmeler ve Gotik tarzda kiliselerle dolu, huzurlu ve otantik şehrin merkezinde yer alan otelimize yerleşiyoruz. Dileyen misafirlerimiz rehberimizin bilgilendirmeleri eşliğinde Biel şehir merkezinde keyifli bir akşam geçirebilirler.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, İsviçre’nin Fribourg kantonunda yer alan ve adını dünyaca ünlü Gruyere peynirinden alan büyüleyici kasabaya gidiyoruz. Tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle Orta Çağ atmosferini gezmek üzere giriş kapısında aracımızdan inerek yürüyüş turumuza başlıyoruz.  13. yüzyılda inşa edilen tarihi şato Château de Gruyères, "Alien" filmindeki yaratık tasarımıyla Oscar kazanan İsviçreli sanatçı HR Giger’ın Müzesi, Gruyère Peynir Fabrikası (La Maison du Gruyère) ve Gruyere’nin en huzurlu köşelerinden biri olan Sainte-Theodule de Gruyère Kilisesi de göreceğimiz yerler arasındadır. Adeta Orta Çağ havasını taşıyan bu güzel kasabanın merkezinde çikolata ve peynir çeşitlerini tadabileceğimiz bir serbest zamanın ardından İsviçre'nin Vaud kantonunun başkenti ve ülkenin en büyük dördüncü şehri olan Lozan’a (Lausanne) gidiyoruz. Leman Gölü'nün (Cenevre Gölü) kuzey kıyısında yer alan Lozan, tarihi, kültürel ve doğal güzellikleriyle hem turistler hem de uluslararası kuruluşlar için önemli bir merkezdir. Lozan kentine varışımızın ardından Lozan şehrini keşfetmeye başlıyoruz. Tarihteki antlaşmalardan aşina olduğumuz Lozan şehrinde; İlk olarak, 1912’de İtalyanlar ile Osmanlı Devleti arasında Lozan’ın Ouchy (Uşi) kasabasında imzalanan Uşi Antlaşması, ikincisi ise 1923 yılında Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı zaferini taçlandıran Lozan Antlaşması’dır. Bu tarihi mirasa ev sahipliği yapan şehir merkezinde panoramik turumuzu gerçekleştiriyoruz. İki ayrı önemli antlaşmaya sahne olan bina ve salonları rehberimizin anlatımlarıyla gezdikten sonra, İsviçre’nin ikinci kalabalık şehri ve Fransızca konuşulan Cenevre kentine gidiyoruz. CERN, Dünya Sağlık Örgütü, BM, UEFA ve FİFA gibi birçok ulusal kuruluşun merkezinin burada olması yanı sıra, 4000 yıllık geçmişiyle; Kültür, doğa ve tarihi doyasıya yaşayacağımız şehre varıyoruz. Buradaki gezimizde, Romanesk- gotik mimari yapıya sahip Jardin Anglais (İngiliz Bahçesi), Çiçek Saati, Mont Blanc Köprüsü, The Old Town (eski şehir) St. Pierre Katedrali, Rousseau Adası Kırık Sandalye Anıtı ve BM Binası panoramik olarak göreceğiz. Gezimizin ardından vereceğimiz serbest zamanda hem akşam yemeğimizi alabilecek hem de bu güzel şehri daha yakından tanıma fırsatına sahip olacağız. Rehberimizin belirlediği saatte aracımızla buluşarak Cenevre’nin Fransız sınırında yer alan, Haute-Savoie departmanındaki küçük şehir Annemasse’ye geçiyor ve otelimize yerleşiyoruz. Doğası ve kültürel dokusuyla ziyaretçilere birçok olanak sunan bu şehirde konaklamamızı gerçekleştiriyoruz.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Cenevre Gölü’nü içine alan ve Alp eteklerine kurulu Montrö’ye (Montreux) doğru yol alıyoruz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaya hak kazanmış, şarap bağlarıyla meşhur bu güzel şehre varışımızın ardından, turumuza başlıyoruz. Hiçbir kuşatmayla alınamamış olan, ancak antlaşmalarla el değiştirmiş Chillion Şatosu, taş evler ve Teras Üzüm Bağları’nı rehberimizin anlatımları eşliğinde gördükten sonra kentte keyifli bir kahve molası veriyoruz. Rehberimizin belirlediği saatte tekrar buluşarak, rüya gibi bir tren yolculuğuna hazırlanıyoruz. Golden Pass Treni ile yapacağımız yolculuk, İsviçre Alpler’in nefes kesen manzaralarını, pırıl pırıl gölleri ve pastoral kasabalarını bir araya getiren unutulmaz bir deneyim sunmaktadır. İsviçre Alpleri’nin kalbinde, Golden Pass Treni’nin panoramik pencerelerinden eşsiz güzellikleri keşfedeceğiz. ‘’Hayallerimizin ötesinde bir İsviçre deneyimi’’ yaşatacak. Montrö’den Zweisimmen’e uzanan bu yolculukta, doğanın büyüsüne kapılacak, masalsı manzaralarla ruhumuzu dinlendireceğiz. Bu muhteşem yoluculuğumuz, Zweisimmen İstasyonun’da son bulacak. Ardından bizleri istasyonda bekleyen aracımızla tekrar buluşarak Aare Nehri’nin kıvrımları arasında yer alan ve İsviçre’nin başkenti olan Bern’e doğru yola çıkıyoruz. Zengin tarihi ve mimarisiyle ünlü olan Bern, 1983 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Turumuza, her saat başı hareket eden figürleriyle ünlü, gezginlerin ilgi odağı Zytglogge Astronomik Saati ile başlıyoruz. Bern’de ayrıca, İsviçre’nin en yüksek kulesine sahip olan Bern Katedrali (Berner Münster), İsviçre Federal Sarayı (Parlamento Binası), dünyaca ünlü fizikçi Albert Einstein’ın teorilerini geliştirdiği dönemde yaşadığı ve bugün müze olarak hizmet veren Einstein Evi ve şehrin sembolü haline gelen Ayılar Parkı (Bärengraben) görülecek yerler arasındadır. Rehberimizin detaylı anlatımları eşliğinde gerçekleştirdiğimiz Bern turunun ardından, şehir merkezinde serbest zaman alarak dilediğiniz gibi vakit geçirme ve şehrin kafe ve restoranlarını keşfetme imkânı bulacaksınız. Keyifli bir günün ardından, konaklayacağımız otelimize yerleşerek günü tamamlıyoruz.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, otobüsümüzde yerlerimizi alarak, İsviçre’nin “Gururlu Şehir”i ve Heidi’nin saklı cenneti Luzern’e doğru yola çıkıyoruz. Ünlü yazar Alexander Dumas’ın “İsviçre bir istiridye, Luzern onun içindeki incidir.” sözleriyle övdüğü bu şehir, 1178 yılına dayanan tarihiyle bir zamanlar balıkçı kasabası olarak kurulmuş ve bugün Dört Kanton Gölü’nün Reuss Nehri’ne döküldüğü eşsiz bir konuma sahiptir. Şehir turumuza, üzeri ahşap kaplı Kapell Köprüsü, 14. yüzyıldan kalma Rahip Meclis Binası, Luzern Aslan Anıtı ve Glaciers Bahçesi ile başlıyoruz. Orta Çağ’ın atmosferini hissedebileceğiniz bu şehirde, göl kenarında kısa bir yürüyüş yapma ve büyüleyici manzaralar eşliğinde fotoğraf çekme fırsatımız olacak. Gezimizin devamında İsviçre’nin en büyük şehri olan Zürih’e doğru yola çıkıyoruz.  Zürih’e varışımızın ardından ilk durağımız, 1910 yılında kurulan Kunsthaus (Sanat Evi) ile dünya çapında ünlü sanatçıları ağırlayan tarihî Opera ve Bale Binası olacak. Ardından Zürih’in simgelerinden biri olan Quaibrücke Köprüsü’nden, Limmat Nehri üzerindeki etkileyici manzaralar eşliğinde geçiyoruz. Zürih’teki gezimiz, 16. Yüzyıl’da tamamlanan ve dönemin soylu kadınlarının yaşadığı Fraumünster Kilisesi ile devam ediyor. Kilise, özellikle Chagall Vitrayları ve çevresindeki Lonca binalarıyla dikkat çekiyor. Hemen ardından, şehrin diğer bir simgesi olan St. Peter Kilisesi’ni ziyaret ediyoruz. Bu kilise, Avrupa’nın en büyük saat kadranına sahip yapılarından biri olmasıyla tanınıyor. Daha sonra, Zürih’in panoramik manzaralarını fotoğraflayabileceğimiz için Lindenhof Tepesi’nde kısa bir mola veriyoruz. Rehberimizin eşlik ettiği Zürih keşfimizin sonunda serbest zamanda şehri daha yakından tanıma imkanına sahip oluyoruz. Aracımızla tekrar buluştuktan sonra 12. yüzyılda kurulan ve uzun yıllar Almanya himayesinde kaldıktan sonra Fransa’ya dahil olan Alsace Şarap Yolu’nun tarihi bölgelerinden biri olan Mulhouse’a doğru yola çıkıyoruz. Geceyi geçireceğimiz otelimize yerleşerek günümüzü tamamlıyoruz.

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Şarap Yolu’nun bir başka gözdesi Equisheim’ı gezmek üzere aracımızdaki yerlerimizi alıyoruz.  Kısa bir yolculuğun ardından, bozulmamış tarihi dokusuyla ve sıcacık ortamıyla bizleri karşılayan köyü,  St.Leon Meydanı’ndan  gezmeye başlıyoruz.  Aziz Leon Şapeli ile Saint Peter ve Saint Paul Kiliseleri’ni görüyoruz. Ardından şarap imalathaneleri ve dükkanlarında yapacağımız tadımlarından sonra serbest zaman veriyoruz. Burada geçirdiğimiz keyifli zamanın ardından, Vosges Dağları ile Ren Ovası arasında yer alan; rengarenk evleri ve çiçeklerle bezenmiş teraslarıyla ünlü Riquewihr Kasabası’na hareket ediyoruz. 16. ve 17. Yüzyıl’dan kalma taş sokakları ve büyüleyici evleriyle adeta zamanda bir yolculuğa çıkacağımız bu kasabada gezimize başlıyoruz. Kasabanın girişinde bizleri karşılayan tarihî Dolder Kulesi ile, bir dönem hapishane ve işkence odası olarak kullanılmış Hırsızlar Kulesi, rehberimizin anlatımları eşliğinde görülecek başlıca yapılar arasında. Ardından, bu şirin kasabanın benzersiz atmosferini yaşamak için serbest zaman alıyoruz. Sonrasında yeniden buluşarak bir sonraki durağımız, Alsace Şarap Yolu’nun başkenti olarak anılan, şirin bir Orta Çağ kasabası Colmar’a geçiyoruz. Şehir turumuza, Amerika’daki Özgürlük Heykeli’nin tasarımcısı Bartholdi’nin memleketi olması nedeniyle şehrin girişinde bulunan Özgürlük Anıtı’nı görerek başlıyor ve sonrasında Colmar şehir merkezinde bulunan, La Maison des Tetes (Kafalar Evi), Maison Pfister (Pfister Evi), Unterlinden Müzesi, Bartholdi Müzesi ve Dominik Kilisesi rehberimizin anlatımlarıyla keşfediyoruz. Turumuzun sonunda, şehrin en ünlü bölgesi olan, kanalları ve rengarenk evleriyle “Küçük Venedik” (Petite Venice) olarak bilinen bölgede serbest zaman alıyoruz. Burada yapacağınız gezintiler ve çekeceğimiz unutulmaz fotoğrafların ardından, Avrupa’nın hem tarihî hem de kültürel zenginlikleriyle ünlü, Fransa’nın önemli büyük şehirlerinden olan Strazburg’a doğru keyifli ve doğal manzaralarla dolu bir yolculukla varıyoruz. Strazburg turumuz, 142 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek altıncı kilisesi olan ve Gotik mimarisiyle hayranlık uyandıran Notre Dame Strazburg Katedrali ile başlıyor. Katedralin muhteşem vitray pencerelerini, etkileyici astronomik saatini ve kulelerinden sunduğu eşsiz manzaraları keşfediyoruz. Gezimize, Rohan Sarayı, Kapalı Köprü ve Dericiler Semti gibi önemli noktaları ziyaret ederek devam ediyoruz. Ardından, Strazburg’un en şirin bölgelerinden biri olan Petite France Semti’ne geçiyoruz. Yarı ahşap evleri, taş sokakları ve büyüleyici kanallarıyla ünlü bu semtte, unutulmaz fotoğraflar çekme fırsatını kaçırmıyoruz. Gezimizin sonunda şehri daha yakından keşfetmek ve akşam yemeği için serbest zaman veriyoruz. Rehberimizin belirlediği saatte yeniden buluşarak geceyi geçireceğimiz otelimize yerleşerek günümüzü tamamlıyoruz.

Gezimizin bu son kahvaltısını otelimizde aldıktan sonra, odalarımızı boşaltıyoruz ve geri dönüş için bizleri İzmir’e ulaştıracak olan uçağımıza binmek üzere Stuttgart Hava Limanı’na gidiyoruz. Saat 14:05’te Sun Express Hava Yolları XQ 973 sefer sayılı uçağı ile gerçekleşecek olan uçuşumuz için gümrük ve bagaj işlemlerimizi tamamlıyor ve dönüşe geçiyoruz. Varışımızın ve keyifli bir turumuzun ardından, yine güzel bir gezi programında buluşmak üzere vedalaşıyoruz.